Ekmek ve gül! Brot und Rosen!
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günümüz kutlu olsun!
Aslında söylenecek çok şey var, ama hangi birinden başlasak bilemiyorum. Bir başlasak herhalde sonu gelmeyecek.
Keşke kendi günümüzde isteklerimiz ve dileklerimiz erkek merkezli olmasaydı. Kadınların içinde bulunduğu durum, şiddet vs. bizleri bunlara karşı dileklere itiyor ister istemez. Ama ne güzel olurdu değil mi, hepimiz özgürce dilediğimiz gibi bu günü kutlayabilseydik, şiddet, taciz, kadın cinayetleri bugünde dilimizde olmasaydı. Bunun olabilmesi için topluma, erkeklere ve en çok biz kadınlara iş düşüyor. Unutmayın, erkeği eğiten ve yetiştiren aslında bir yerde kadın’dır. Onlara dev aynası tutmayı bıraktığımızda küçülmeye başlayacak ve bizleri kendilerinden alçakta göremeyecekler.
Virginia Woolf ne güzel özetlemiş aslında bunu:
"Kadınlar gerçeği söylemeye başlarsa erkeğin aynadaki görüntüsü küçülmeye başlar; yaşam karşısındaki uyumsuzluğu yok olur. Aynadaki görüntü son derece önemlidir, çünkü canlılığı pekiştirir. Bunu elinden aldığımızda erkek, kokaini elinden alınan bir uyuşturucu bağımlısı gibi ölüp gidebilir."
'yazmak' konusuna gelince, Woolf'un dediği gibi 'Ve yazın, erkekler ne der diye düşünmeden yazın!..”
Kadın, yaşam, özgürlük!
Jin, jiyan, azadî!
Frau, Leben, Freiheit!
Cok güzel demis Virginia Woolf. Onun da hic bir kitabini okumadim bu güne kadar. Artik zamani geldi herhalde.
YanıtlaSilBenim de okuma zamanim geldi Virginia Woolf'u, belki es zamanli okuruz :)
YanıtlaSil