Coburg ziyareti

6 Ocak 2016

Eşimle birlikte geçirdığimiz ilk yılbaşı oldu 2015 yılını geride bırakıp 2016'ya merhaba deyişimiz.
Yılbaşı tatilini ve de haftasonunu değerlendirip bir yerlere gidelim, biraz değişiklik olsun dedik. Ne yapalım, nereye gidelim derken Kitapağacı sayesinde tanıdığım Derya ablama 'yılbaşında ne yapıyorsunuz acaba?' diye sordum.
Sağolsun, bizi davet etmekle kalmayıp bir de üstüne çok sevindi. Bu vesileyle Kitapağacı Almanya ilişkilerinden biraz bahsedeyim. Aralarına Mart 2015'de katılıp hepsiyle çok çabuk kaynaştım. Hepimiz birbirimize hatırı sayılır mesafelerde uzağız. Sadece Ahu ile çok yakın yaşıyoruz ve de sıkça buluşmaya çalışıyoruz (her akıllarına geldiğinde bu yüzden linç ediyorlar beni o ayrı.) Mayıs ayında Frankfurt'ta unutulmaz, dolu dolu ve çok güzel bir buluşma gerçekleştirdik. Onun dışında teknolojinin nimetlerinden yararlanıp her gün iletişimdeyiz. Kafama takılan bir şey olduğunda, kitap seçerken danıştığım, sevincimi, sinirimi, hüznümü mutluluğumu paylaşabildiğim çok güzel dostluklar kurdum. Öyle mutluyum ki karşıma çıktıkları için.

Yılbaşı planlarımızı neredeyse bir ay önceden yaptık. Tahmin edersiniz ki bir ay boyunca bin türlü linç girişimleri atlattım :)
Tabii Derya ablamla resmen günleri sayar olduk.
Sonunda yolculuk günü, yani 31 Aralik geldi çattı. Sabah erkenden kalkıp hazırlığımızı yaptık ve öğleden sonra yola koyulduk. Diğer günler Sürekli açık olan hava, o gün bize 270 km boyunca bir çok yüzünü gösterdi. Yağmur, sis ve Coburg kentinin olduğu Bayern eyaletinde soğuyan havadan bahsediyorum. Vardığımızda bizi her zamanki samimiyet ve güler yüzleriyle karşıladılar ailece. Biz tabii Derya ablamla hemen bir özçekim yapıp grup üyelerimize yolladık :)
Birbirimize elbette bir de hediyelerimizi verdik. Derya ablam Kitapağacı'nın düzenleyip Gürgen Öz'ü davet ettiği bir söyleşiye katılmıştı İstanbul'dayken. Varolsun, oralardayken bile bizi unutmamış, hepimize Gürgen Öz'ün Nevrotik isimli kitabını almış üstüne de imzalatmış. Beni nasıl mutlu ettiğini kelimelere dökemem bile.
Biraz sohbet biraz kahve sonrasında akrabalarının her yıl düzenlediği yılbaşı eğlencesine katıldık. Sağolsunlar, akrabaları da çok yakından ilgilendiler bizimle ve bol kahkahalı bir akşam oldu. O kadar lezzetli görünen yemeği bir arada en son ne zaman gördüm hatırlamıyorum bile. Eşimle çok aç olmadığımızı (çünkü gözleme almıştık kendimize yolda yeriz diye. :)) Derya ablam ve Serdal abime tabii ki anlatamadık ve o kadar yediğimiz halde az kalsın dayak bile yiyorduk. Dünyayı yedik yahu!

Kaldığımız günler boyunca Fındık hepimizin maskotuydu, sayesinde hiç gülmediğimiz kadar güldük. En son eşim artık yerlerdeydi :))
Bu kadar akıllı, bu kadar duyarlı ve güzel bir köpek hiç görmemiştim. Görmemiştim çünkü, fobi veya korkum olmasa da köpekler - şöyle diyelim - inanılmaz saygı duyup çekindiğim hayvanlardır. Ben ki ailemin kedisini öpe öpe bitiremem yani o derece. 
İşte avzını yediğim süper köpek Fındık


Coburg kentinin küçük merkezine de gittik. Almanya'nın, İkinci Dünya Savaşı'nda hiç hasar görmeyen az sayıdaki yerleşim yerinden biri Coburg. Bu sebeple tarihi binalar orjinal halleriyle duruyor. Kent merkezinin mimarisi de bu yüzden çok ilgi çekici. 

İlk üç kare Marktplatz yani 'pazar meydanı'na ait. Almanya'da şehir merkezlerinde Marktplatz denen bu meydanlar vazgeçilmezdir. Orta Çağ'dan beri bu meydanlarda pazarlar kurulur ve insanlar alışveriş yaparlar. Önemi, Orta Çağ'da bir yerleşim yerinin kentleşmesinin en büyük kanıtı olmasından anlaşılıyor.





Son kare ise çarşıda çektiğim bir mağazanın bulunduğu bina.


Çarşıyı gezerken bir kitapçıya girdik ve kendimizi kaybettik desem abartmış olmam hiç. Neyse ki eşlerimiz anlayışlılar da söylenmeden peşimize takıldılar :D

4 gün boyunca, çok güzel sohbetler ettik, çok eğlendik, çok güldük, çok dertleştik. Bizi deyim yerindeyse el üstünde tuttular ve çok mutlu ettiler. Bu vesileyle Derya ablam ve Serdal abime çok çok teşekkür ediyorum. İyi ki varsınız! En kısa zamanda tekrarlanması dileğiyle....




9 yorum:

  1. Güzelmis ya oralar... Resimler cok hosuma gitti...

    YanıtlaSil
  2. Hiiiiç kıskanmadım ben!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En çok sen linç ettin! Tarih şahidimdir 🙊

      Sil
  3. Hiiiiç kıskanmadım ben!

    YanıtlaSil
  4. oy oyyy sizi bilmem de emre samba festivaline gelmeye niyetli...sirf brezilya ile iyi dostluk kurmak adina 😊 yine gelin hep gelin insallah 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet sordu geçen tam tarihini... gözünü korkuttum ama 🙊

      Sil
    2. Festival ne zamanmis? Ögreneyim de bende Emre'ye takilir giderim ;)

      Sil
    3. Temmuz ortası demişti. Arabanın anahtarı bendeyken ona değil bana takılabilirsin 🙊

      Sil