Okudum: Sabahattin Ali - Canım Aliye, Ruhum Filiz

27 Aralık 2015

Kış Okuma Şenliği'ne katıldığımdan bahsedip, bir kaç gün önce de okuma listemi paylaşmıştım. Şenliğe, Sabahattin Ali'nin 'Canım Aliye, Ruhum Filiz' isimli, eşi Aliye ve kızı Filiz'e yazdığı mektuplardan derlenmiş kitabıyla başladım ve kitabi bitirdim bile.



Son satırları bitirip kitabın kapağını kapattığımda yüzümde bir gülümseme belirdi. Hâlâ kitabın etkisinde olduğum söylenebilir. Şunu kesinlikle söyleyebilirim; çok içten, sıcacık, çok samimi mektuplar okudum.
Sabahattin Ali'nin üslubuna her zaman hayran kalmışımdır, fakat mektuplarını okudukça hayranlığım her satırda katlandı. Bu denli kibar bir üslup, bu kadar düşünceli bir insana ender rastlanır doğrusu. Eşi ve kızına olan yüce sevgisi de insani hayran bırakıyor. Mektuplarında biraz çıkardığı dergilerden, çektiği sıkıntılardan ve de hakkında verilen hapis cezası kararlarından da bahsediyor Sabahattin Ali.
Günümüzde insanlar - bırakın mektup yazmayı - birbirlerine hal hatır sormaktan, güzel bir üslupla bir kaç satır yazmaktan acizken (istisnalar elbette var), yazılarını 'kib, sçs, öpt' tarzi şeylerle bitirirken, Sabahattin Ali mesela şunları yazmış:

Şimdilik bu kadar, senin, Filiz'in yüz binlerce defa gözlerinizden, yanaklarınızdan öperim. Seni ayrıca binlerce defa kucaklar, dudaklarından sıkı sıkı öperim, birtanecik karıcığım.

Etrafin seni sıktığı zaman kitap oku... Ben şimdiye kadar her şeyden çok kitaplarımı severdim. Bundan sonra her şeyden çok seni seveceğim ve kitapları beraber seveceğiz.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder