Okudum: Ilhami Algör - Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku

12 Aralık 2015

'
Fakat Müzeyyen bu derin bir tutku' okumaya başladığım aynı gün bitirdiğim bir kitap.

Yaklaşık 50 sayfa olduğu için bir akşam zombili,
ölmemiş ölülerle dolu dizisini izleyen sevdiceklere inat rahatlıkla okunabilir (test edilmiştir).

İç sesiyle konuşan, arada tartışan müthiş bir kitap kahramanı daha! Biraz sinema, bayağı bayağı müzik var bu kitapta. Yazar olan ana karakterimiz, hikayelerini eleştiren eşi Müzeyyen'e aşıktır. Zaten öyle aşıktır ki, kitapta ismiyle bilinen sadece Müzeyyen'dir. Zaten ikisi dışında da tek Müzeyyen'in kızından söz edilir. Sık sık mecaz kullanılmış olması okuru arada bir zorlayabilir ama İlhami Algör arada bir soluklanma molaları veriyor. 50 sayfada bana sıcacık gelen bir hikaye okudum. (Dikkat! Şimdi okuyacağınız cümle spoiler içerir!) Fakat sonu mutlu son ile bitmedi.
'Hikayelerimin başka hikayelere benzemesi ağrıma gidiyordu. Ne zaman bir şeye el atsam, Müzeyyen, Meksikalı ya da bilmeme nereli bir yazarın ya da bor kitabın adını veriyor ve oralarda da benzer şeyler olduğunu söylüyordu. Her şey benden önce olmuşsa, bana olacak bir yer, durum kalmıyor muydu? Bana ait tek kişilik bir iskemle, oda yok muydu bu dünyada?'

Bu arada; görseldeki dövmeli kol arkadaşım Ahu Kader 'e ait. O gün, aylardır tanışmak istediğim Eda ile yaşadığım şehre gelmişlerdi (zaten şükürler olsun birbirimize yakın kalıyoruz) ve ismini yeni duyduğumuz bir kitap cafe'ye gitmiştik. Fotoğrafı çekerken tesadüfen girdi Ahu'nun dövmesi kadrajıma ve o anki kare gözüme inanılmaz güzel göründü. Çok farklı bir hava kattı sanki :)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder