Okudum: Sebnem Burcuoğlu - Kocan Kadar Konuş

8 Mayıs 2015

'Kocan Kadar Konuş' dönemimizin, sinema filminin de çekilmesiyle, en popüler kitaplarından biri.
Uzun bir süre okumamakta direndim, herkesin okuduğu, övgüler yağdırdığı popüler kitaplardan sürekli uzak durmaya çalışıyorum. Sonra bir baktım okuyan arkadaşlarımdan olumlu yorumlar geliyor ve de millet sinema filmini anlatıp duruyor, kendi kendime merakımın da etkisiyle 'filmini izlemektense kitabı okumayı yeğlerim' dedim ve başladım okumaya.



Kitaplardan spoiler vermeyi sevmiyorum, sonuçta okumak isteyen kendisi okuyup öğrenmeli.
Kısaca; Efsun 30lu yaşlarına gelmiş, henüz evlenmemiştir. Açıkçası pek de niyeti yoktur buna. Fakat malumunuz, bizim milletin bir evlenme takıntısı vardır ki tam evlere şenlik. 20li yaşların ilerliyor, hele hele 30una gelmişsen evde kalmışsındır. Efsun'un da annesi, anneannesi, teyzesi, kız kardeşi, kuzenleri aynen bu fikirdedir ve Efsun'dan evlenme meraklı bir kadın yaratmaya uğraşırlar.O kadar başarılı olurlar ki, Efsun tam bir kimlik krizine girer, fakat onların aklına uyar. Bir de Efsun'un lise aşkı Sinan'ın ortaya çıkmasıyla damat (kurban) adayı da belirlenmiştir. Komik ve eğlenceli olaylar zinciri de böylelikle başlamış olur.

Kitabı bir günde okuduğum doğrudur. Şu gibi akan kitaplar vardır ya, 'Koçan Kadar Konuş' tam da o kategoriye göre. Çok eğlenceli bir dille yazılmış, okurken çok güldüm ve keyif aldım. Anlatılanların da bizim toplumu yansıtıyor olması artı puandı benim gözümde. Evet, kitap düşünmeye teşvik etmiyor ve derin 'mevzu'ları anlatmıyor, fakat bu bir eleştiri değil. Kitabın öyle bir iddiası zaten yok.
Bu tarz kitapları da okumak gerek, kafa yora yora nereye kadar?!


“Ben evlenmeyi düşünmüyorum. Son derece bekarım.”
“Kız! Deli deli konuşma. Erken kalkan yol alır, er evlenen döl alır.”
“Aysel Teyze bu muhabbet çok iğrenç mecralara yol alıyor.”
“Böyle adında A var, B var, R var...”
“Abdurrahman?”
“Anahtar da görüyom. Dur, tabağına da bakiim, bi dilek tut.”
“Tuttum.”
"Oh oh, tez zamanda gerçekleşiyo. Hanenize de ay doğmuş. Sizin eve böyle haftada bir gelen kim var?”
“Sen geliyorsun Aysel Teyze.”
“Hakkat senden adam olmaz. Haydi git yıka şu fincanını. Bulaşık makinesine koyma sakın, elde yıka! Sen böyle her şeye çat çat cevap ver, bok bulursun kocayı.”
“E demin buluyorsun dedin?”
“Gönül, al şu çivi dilli kızını başımdan Allasen.”


Türkiye'de kadınların DNA'larına kodlanmış olan evlenme saplantısı, ne yazık ki bizim ailede daha yoğun. Millete ailesinden genetik miras olarak mavi göz kalır, bize bu evlenme saplantısı kalmış. 'Sinek kadar eri olanın dağ kadar feri olurmuş' atasözü, anneannem Peyker'in lafıdır. Yani o sözü söyleyen ata, bizzat benim anneannem.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder