Okudum: Ahmet Ümit - Beyoğlu Rapsodisi

2 Mayıs 2015

Bir polisiye roman sever olarak heyecanla başlamıştım Ahmet Ümit'in "Beyoğlu Rapsodisi' isimli
kitabına. Türkiye'de de polisiye roman yazan insanların varlığından mutluluk duydum. Fakat kitap ilerledikçe düş kırıklığına kapılmadan edemedim. Evet, kitabın neredeyse yarısından fazlası boyunca Ahmet Ümit bir türlü sadede gelemiyordu.

Üstüne alakasız kısımlar çok uzatılıyor, ama gerçekleşen bir takım farklı durumlar detaylı anlatılmıyor, resmen bırakılıyordu. Kitap beni sıkmaya, bunaltmaya başladı. Yine sıktım dişimi, inat ettim, bitirecektim kitabı, iyi de olsa kötü de olsa. Nadiren yarım bırakırım kitapları, öyle yapıyorsam mutlaka kayda değer bir neden vardır. Sonunda olaylar zinciri başlamıştı. Ortada kitabın baş kahramanlarının dikkatini çeken iki tane cinayet vardı. Sonradan cinayetlerin daha fazla olduğunu öğrenecektim. Katilin kim olduğu konusunda çok düşündüm, muhtemelen hiç beklenmedik biri olmalıydı. Ahmet Ümit'in aralarda verdiği ufak ama sadece dikkatli okurların farkedebileceği ipuçlarından yola çıkarak (fakat yazar sağ gösterip sol da vurabilirdi) bir kişide karar kıldım. Tam olarak aradaki bağlantıyı çözemiyordum, ama bu da sanırım yazarın göreviydi. Şüphemde haklı çıkmıştım kitabın sonuna gelindiğinde, tuhaf bir sevinç kapladı içimi.

Kitaptaki asıl hikaye bence gerçekten yarısından fazla başlıyordu. Oraya kadar fazlasıyla bunalttı beni kitap. Ama iyi yani, Beyoğlu tarihi hakkında cok şey öğreniyordu insan. Daha sonraları heyecan arttı kitapta.
... evet kirli, eksiklikleri var, düzensiz, tehlikeli, yorgun, yaşlı... İşte tam da bu nedenle, yani tüm kötü koşullara rağmen hâlâ çekiciliğini koruyabildiği için İstanbul, yeryüzünün bütün şehirlerinden daha güzel."

Biliyorum, ama bencil olmayan var mı? Üstelik en büyük bencilliğimiz de çocuk yapmak değil mi? Yaşamın ne olduğunu bile bilmeyen bir canlıyı zorunlu olarak dünyaya getiriyorsun. Mutlu olacağının garantisini verebiliyor muyuz, ya da hastalıksız, dertsiz, uzun bir ömür sürmesini sağlayabiliyor muyuz? Yoo, ama sonuçlarını düşünmeden çocuk yapmaya devam ediyoruz. Ya da benim gibi bir çocuğum olsa diye hayal kurmayı sürdürüyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder