Okudum: Alper Canıgüz - Oğullar ve Rencide Ruhlar

8 Mayıs 2015

Muhtemelen uzun zaman geçmiştir dinmeyen kahkahalar eşliğinde kitap okuyuşumun üzerinden. Daha önce hiç duymadığım ve Kitapağacı dostlarımdan sevgili Didem'in (kendisine buradan tekrar teşekkürlerimi sunuyorum :)) ikinci kitap zinciri için seçmesi sayesinde okuduğum 'Oğullar ve rencide ruhlar' isimli kitabın ana karakteri Alper Kamu (Albert Camus bağlantısı var bunda kesin).



Mahallede işlenen bir cinayetin sonrasında yaşananları, tesadüfen olay mahallinde bulunan 5 yaşında bir çocuk - deyim yerindeyse tam bir velet, siz deyin çokbilmiş, ben diyeyim büyümüş de küçülmüş - yani Alper'in ağzından dinliyoruz.
Alper cinayeti çözmekle kalmıyor, kendi yaşının 10 katı yaştaki insanlara kafa tutuyor, onları sivrizekasıyla alt ediyor ve geçmişi yıllara dayanan sırları ortalığa çıkarıyor. Kara mizahı da pek kuvvetli kendisinin, sanırım en çok sevdiğim yönü bu :)
Elbette Alper Canıgüz'ün portresini çizdiği 5 yasındaki çocukla gerçekte karşılaşmak mümkün değil, zaten öyle bir çocuk olsa muhtemelen kitaptaki gibi 'cüce misin yoksa sen?!' denir. 5 yasında bir çocuk yazarın anlattığı ve ona verdiği özelliklere sahip olamaz. Ama şu da inkar edilemez; okur bunun bilincindeyken bile Alper Kamu'nun aşırı çok bilmişliği, yaşına göre büyük kaabiliyetleri asla itici ve rahatsız edici gelmiyor. Yazarın bunu başarabilmiş olması gerçekten takdire şayan ve kitabı asıl güzel kılan da bana göre bu.


Çocuklara bakıp da saflık, masumiyet ve güzellik edebiyatı yapanların aklına şaşarım. Ben bizimkilere bakınca, insanoğlunun en alçakça eğilimlerinin en çıplak halinden başka bir şey görmüyorum. Kendimi onlardan çok farklı bir yere yerleştiriyor değilim. Sadece ben, hasbelkader, içimdeki çirkinliği dışavurmanın daha rafine yöntemlerini geliştirmiş bulunuyorum.

Nedense evdeki tüm ilaçları yutup kendimi öldüreceğim gibi tuhaf bir düşünceye kapılmıştı. Oysa kim böyle bir salaklık yapar ki? Kendini camdan aşağı atmak varken. Anneler böyledir zaten. Olur olmadık konularda evhamlanırlar. Evrimsel nedenlerle. Girmeyeceğim ayrıntıya

Ben devrik cümle bile kuramazdım. Kuramazdım, çünkü korkardım. Sorumluluklarım vardı. Akranlarım bozuk bir Türkçe'yle gül gibi anlaşırken, bütün o gramer kurallarının anasını ağlatarak bildirişirken, giriş gelişme ve sonuç kavramlarından bihaber, rasgele bölünmüş paragraflarla kompozisyon yazarken, ben...Ben kendime ihanet eder cümlenin öğelerine sadık kalırdım. Ömrüm düzgün cümleler halinde geçti. Bilmeden bazı hatalar yapmışımdır tabii. Bilsem...Bilsem anlamı öldürür yine de cümleyi kurtarırdım. Oysa şimdiki halime bak. Kelimeler kifayetsiz kalıyor, dilbilgisi sırnaşık! Saçmasapan cümleler kuruyorum ve duyduğum mutluluk bana kaygı ile karışık bir utanç veriyor!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder