Okudum: Iskender Pala - Mihmandar

29 Şubat 2016

Bazen - tam olarak önyargıyla demeyelim de - dikkatle yaklaştığınız kitaplar/türler vs. olur. İskender Pala'nın Mihmandar isimli, Eyüp Sultan'ı anlattığı romanına karşı da böyle bir yaklaşımım olmuştu.
Sevgili Derya ablacigimin seçmiş olduğu yedinci kitap zinciri kitabı oldu ve tahminimin aksine gayet hoşuma giden, akıcı bir şekilde, merakla okunan bir kitap olduğunu kesfettim.
Demek ki dedim, bazen kendi sınırlarımızı aşmak, yeni tecrübeler de edinmek lazımmış.







Mihmandar, İskender Pala'nın Eyüp Sultan ve nicelerinin hikayesini anlattığı tarihi kurgu romanı.
Bugüne dek İskender Pala'dan okuduğum ilk kitap oldu. Bir kac satir üstte de dedigim gibi, bazen kendimize belki farkında olmadan çizdiğimiz sınırları da yenmek lazım.
Kitap, Hicret döneminden başlayarak, Eyüp Sultan'ı, Hamedcik'i, Eudoksia/Genna, Kallinikos ve nicelerinin hikayesine yer vererek Konstantiniyye seferini ve daha sonra da İstanbul'un Fethi'ni kurgu eşliğinde anlatıyor. Her bölüm bir başka tanığın ağzından anlatılıyor ve bu nedenle akıcı bir anlatım yakalanmış.


Beni, Ebû Eyyûb'dan sonra en çok Altın Çekirge Hamet ve Genna karakterleri etkiledi.
Şimdi ise kitap yeni bir yolculuğa çıkacak ve ona mihmandarlık edecek sıradaki talihliye kavuşacak.
Okurken gönül gözünüze hitap ettigini görüp sasirmayin :)


"Gerçek nedir?" sorusunu işte o zaman sormaya başlamıştım kendime. Gerçek, zulme uğradığında bile dosdoğru olmaktı. Kendisine sayısız haksızlık yapan bir adamın kızına haksızlık yapmayı haddi aşmak olarak görmekti.

İstese kâinata sahip olurdu ama o gönüllere sahip olmayı seçmişti. Bir çıkına dünya malından ne koyabilirdi, ama bir gönle bütün dünyanın sevgilerini koysa yine de boş yer kalırdı.






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder